Belediyelerin, kurumların iftar sofralarına bir kaç kez den fazla katılmadığım için rahatlıkla yazıyorum. Gösterişten, reklamdan, şovdan, israftan, vurgundan, talandan öte gitmeyen, amacına ve inancımızın, ibadetimizin gayesinden çok uzaklarda, bazen de çok gösterişli şu iftar çadırları bu yıl kurulmadı. Salgın hastalıkla mücadele kapsamında tedbir amaçlı yasaklandı.
Onun yerine ihtiyacı olanlara, aş evlerinde güzelce pişirilen iftar yemekleri, kapıdan teslim edilerek yardımlar yapılmakta, Ramazan ayının bereketinin anlamı daha güzel bir şekilde ifade edilerek, yardımlar devam ettirilmektedir.
Yine ihtiyaç sahipleri belirlenerek kumanyalar, iftar-sahur paketleri gerçek ihtiyaç sahiplerine görevlilerce güzelce teslim edilmektedir.
Demek ki Ramazan ayının gerçek manada yaşatılması istendiğinde, nede çok alternatif yollarının olduğunu artık biliyoruz görüyoruz.
Konusu geçtiğinde ve toplantılarda, özellikle Belediyelerin verdikleri iftar sofralarında, kurulan çadırlarda, bu çalışmanın bir israf, bu işleri ranta çevirme ve birilerini kayırma olduğunu, bir şişe suyun, bir kâse çorbanın bedelinin faturasının millettin cebinden kat be kat fazla ödettirildiğini anlatmaya çalışmıştık.
İftar sofralarına gelen vatandaşların, kameralar karşısında rencide olduklarını, nasıl yüzlerini gizlemeye çalıştıklarını belirtmeye çalışmıştık.
Masaların doldurulmadığı zamanlarda, telaşla nasılda hiç ihtiyacı olmayan yandaş eş dostun çağrıldığını sandalyelere doluştuğunu görmüştük. Gömleğinin düğmelerine sığmayan göbeklerin, yine sofraların baş köşelerinde gariplerin fakirlerin, yetimlerin rızıklarını nasılda silip süpürdüğünü gözlerimizle görmüştük.
Bizler gibi işin vahametini anlatmaya çalışan kişiler olarak seslerimiz hep cılız kalmıştı.
Boy boy, kare kare çekilen fotoğrafların, reklamı yapılan belediyelerin görselinde ne bizim sesimiz duyulmuş nede utanarak masada çocuklarıyla oturmaya çalışan " keşke ölseydik te bu haber programlarına çıkmasaydık" diyen Annelerin bacılarımızın mahcubiyetlerini anlayan, duyan olmamıştı.
İşte ilahi adalet... İlahi bir ikaz...
Konuşulmayan yanlışların doğrusunu gösterdi.
Bu gün Ramazan ayında, amacından, gayesinden ayrı, gayrı hizmet verilmek istenen bu iftar çadırları hizmetinin, doğrusunu yapma yoluna girmiş bulunmaktayız geç olsa da...
Gösterişlerden, israflardan, vurgunlardan uzak, reklâmdan, uzak bir Ramazan-ı yaşıyoruz hep birlikte evlerimizde...
Bunu bizlere İlahi adaletin askerleri minicik virüsler yaptırdı, ikazla yanlışlarımızı hatırlattı.
Samimi ve özüne uygun, siyasi şovlardan uzak gerçek ihtiyaç sahiplerine, mağdurlara yoksullara hangi kurum, A B C partisi hiç fark etmez hangi Belediye, kurum ve hangi hayırsever vatandaş Ramazan ayında yardım yapıyorsa, Allah onlardan razı olsun. Yaptıkları hayırları kabul etsin.
Peki iftar çadırları açılsın mı?... Elbette... Ramazanda yolda kalmışlara, yoksula fakire fukaraya "sadece ihtiyaç sahiplerine" Bu yıl iftar çadırları kurulmadı. Bir dahaki yıl özüne, amacına uygun hizmet vermesi dileklerimizle.
Samimiyetle ve Allah rızasını gözeterek bir ekmek, bir bardak su üç beş zeytin tanesiyle açacağımız iftarımız ibadetimizi tamamlıyorsa, inanınki o şatafatlı gösterişli Ramazan sofralarından daha da makbul ve hayırlıdır.
Allah tuttuğunuz oruçları, ibadetlerinizi kabul buyursun. Ramazan ayınız mübarek olsun.
Selam ile dua ile...