500 yıl boyunca sayısız savaşlarla karşı karşıya kaldığımız Rusya, açık açık ülkemizi tehdit eden ABD, her an nerde ne yapacağı belli olmayan bir İran, kendi halkını katleden ve bunları ülkemize süren Esad, yanar döner Arap liderleri, pusuda sinsice bekleyen Avrupa ile Suriye’yi satranç tahtasına çeviren güya bu dost, müttefik görünümlü canavarlarla şimdi Suriye'de artık savaş halindeyiz...
Dikkat edilmesi gereken husus;
Bu savaş baronlarının, silah tüccarlarının (ABD-Rusya-İsrail) oyunlarına, tuzaklarına düşmemek, ülkemizin menfaatlerini gözeterek, milletimizi ve ordumuzu bu bataklıklara sokmamaktır.
Ortadoğu’da yüzyıllar boyunca başta Mescid-i Harâm'ın, (kâbe) Mescid-i Nebevî, Mescid-i Aksa gibi kutsal mekân beldelerin korumalığını, her türlü bakım ve onarımlarını üstlenen Osmanlı Devleti olmuştur.
Osmanlının en zayıf anında da Batıyı arkasına alan (İngiltere) Mekke şerifi Şerif Hüseyin Arapları Osmanlı aleyhinde kışkırtarak Osmanlı birliklerine kayıplar verdirmiştir.
Olayların o günkü gelişmeleri ve sonuçları İsmail Bilgin'in "Çöl kaplani Fahrettin Paşa- Medine Müdaafası" adli kitabında ayrıntılarıyla anlatılmıştır.
Bir daha o günlerin acıklı hikayelerini dinlememek, kayıplar vermemek için bölgede her an dengelerin değiştiği, bazen saatlik siyasi manevraların yapıldığı bölgemizde her kes çok dikkatli, itidalli, tedbirli davranmalıdır.
Kısaca Türkiye’nin sürdürdüğü Yurtta barış, Dünyada barış ilkeleri, Siyonist işgalci Emperyalist güçlerce her defasında aleyhimize tam tersi bir anlayışla geri döndürülmek istenmektedir.
Bölgede her zaman Barış şemsiyesi altında tüm milletleri, halkları korumak isteyen barış içinde yaşamak isteyen Türkiye'nin bu düşüncesinin, gerek terör örgütleri gerekse piyon ülke liderleri vasıtasıyla sabote edildiği bilinmelidir. Bu felsefenin yıkılmasına, aleyhimize dönüşecek her türlü kirli oyunların alalenen işlendiği de çok açık ve nettir.
Stratejiler, operasyonlar öncelikle bir askerimizin bile burnu kanamadan sonuç alma anlayışı üzerinden yapılmalıdır.
Savaş oyunlarının girdabına kapılarak Hırs ve ihtirasla ordumuzun güvenliği de tehlikeye atılmamalıdır.
Unutulmamalıdır ki, her gelen al bayrağa sarılı şehitlerin ateşi gerçekten düştüğü yeri yakmaktadır. Ocaklarla birlikte hayatlar hayallerde yıkılmaktadır. Şehitlerin aileleri, yakınları, yetim çocukları bu acılarla birlikte bir ömür yaşamaktadır.
Tüm bunlar göz önüne alınarak kararlar verilmelidir. Tabi gerçekten ülkemizi insanımızı hedef alan konularda da sonuna kadar kararlılıkla mücadeleye devam edilmelidir.
Ülkemiz üzerine oynanan oyunlarda, silahlı güçlerimize uzanan eller misliyle değil, bu eller gerektiğinde kökten koparılmalı, yok edilmeli, hasmın, rakibin anlayacağı dil ve üslupla kat be kat fazlasıyla da ödettirilmelidir...
* Ülkesini resmen işgal eden ABD'yi Rusya'yı, İran'ı adeta ülkesinde ağırlayan, her ülkenin ajanlarının cirit attığı silahlı unsurlarının bulunduğu ülkelere bir tek kurşun atmayan katil Esad'ın, terör koridorunu kırmak isteyen ve ülkemizdeki mültecilerin geri dönmesini sağlamak amacıyla tampon bölgelerde bulunan silahlı kuvvetlerimize savaş açması oyunun bir parçasıdır. Bu oyunu yine bozacak olan tarihten aldığı tecrübelerle ordumuz ve engin devlet anlayışının temeli yüce milletimiz olacaktır.*
En büyük destekçimiz önce Yüce ALLAH sonrada aziz milletimizin her bir ferdidir.
Allah ordumuzu korusun. Şehitlerimizi Rahmetiyle, Cennetiyle mükâfatlandırsın...
Ülkemizin yar ve yardımcısı olsun İnşallah!!!