Türkiye’de Madde bağımlılığı karşımıza çıkan büyük sorunlardan biridir. Son yapılan araştırmalara göre, yaşam boyu madde kullanım sıklığı % 2,7’dir. Uyuşturucu kullanımı 2011’den bu yana 17 kat artmıştır. 2007 yılından 2016 yılına kadar 2.148 kişi uyuşturucudan hayatını kaybetmiş, 2014 - 2016 yılları arasında 680.575 kişi uyuşturucu tedavisi görmüştür. Uyuşturucu kullanımında yaş sınırı ilkokul çağına kadar inmiştir. Sokaklarımız, parklarımız maddenin etkisinde kalan gençlerle dolu. AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi)' ler yoğun tedavi talebine cevap vermekte zorlanıyor.
HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Tuğrul uyuşturucu kullanımı ile ilgili meclise verdiği soru önergesinde, Antep’te durumun çok ciddi bir hal aldığını belirterek madde bağımlıları ile birlikte hırsızlık ve gasp olaylarının arttığına dikkat çekti. Bonzainin Gaziantep’li gençler arasında en yaygın kullanılan madde olduğunu ve Antepli bir gencin ‘’elinde torba tutmayan yok’’ ifadesini soru önergesine ekledi.( 16 Mart 2017 Gündem)
Maalesef ki Şanlıurfa’nın durumu Gaziantep’ten pek farklı değil, öyle sanıyorum ki madde bağımlılığında Antep’ten daha kötü durumdayız ve halen bir AMATEM merkezine sahip değiliz.
MADDE BAĞIMLILIĞI NEDİR….?
Madde bağımlılığı zarar verici sonuçlar doğurmasına karşın, madde arama ve kullanma ile tekrarlayan bir beyin hastalığıdır.
SENTETİK UYUŞTURCULAR İLE ÖLÜMDE TÜRKİYE AVRUPA ÜLKELERİ ARASINDA 1.SIRAYI ALMAKTADIR.
İstanbul Rum Hastanesi AMATEM’in kurucu hekimi Özkan Pektaş, ‘’uyuşturucu madde kullanımında en önemli konunun toplumsal rüzgarlar olduğunu söyleyerek madde kullanımı ülkenin haliyle fazlasıyla ilgilidir’’ dedi.
Pektaş, ‘’Türkiye’de uyuşturucu madde satışında ciddi bir artış olduğunu dikkat çekerek, çok fazla madde ülkeye girmeye başladı. Madde çeşitliliği de arttı. Şuanda toplumda en çok bilinen Bonzai olsa da skunk, salura ve gubar’da var. Bunun en büyük nedenlerinden biri ekonomik getirisinin fazla olmasıdır. Türkiye’deki işsizlik oranlarının çok yüksek olması ve 3 milyondan fazla mültecinin ülkemize gelmesi uyuşturucu kullanımını daha da arttırmıştır. Suriye’den gelen, ekonomik gücü olmayan mülteciler bu işi yapıyor.’Suriye’den gelen her fakir mülteci bunu yapıyor demiyorum. Artış var diyorum.’ Hasta, hastanemize gelince önce vücudunu maddeden temizliyoruz, vücutta uyuşturucu maddeyi bloke eden ilaçları, yani panzehir veriyoruz. Madde bağımlısı dışarı çıkıp, madde kullandığında zevk almıyor. Böylece hastanın maddesiz hayata uyum sağlamasını gerçekleştiriyoruz’’. Dedi.
PEKİ, UYUŞTURUCUYA NASIL BAŞLANILIYOR…?
Çocuklar ve gençler aileden çok; arkadaş çevresinden etkileniyorlar. Onun için en çok arkadaş çevresinden etkilenerek uyuşturucuya başlanılıyor. Bu bazen bir özenti, bazen merak, bazen ortama uyma zorunluluğu ve bazen de bir kınama ile olabiliyor.
Bu bazen de uyuşturucu çetelerinin ayakçı diye tabir edilen elemanları vasıtası ile olabiliyor. Bunlar önce çocuklara ve gençlere çeşitli bahanelerle yaklaşıyor ve kıyarak yaparak uyuşturucu ikram ediyor. 2. gelişinde bir miktar malı taktik gereği yanınızda unutmuş oluyor ve gelip almıyor. Genç , ‘’ hele bunu bir kez daha kullanayım ne olacak ki ‘’ diye kullanıyor. Mal bitince de artık o genç madde bağımlısı oluyor.
PEKİ, MADDE BAĞIMLISI OLANLARA NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER GÖZLENİR….?
1- Madde bağımlısı çocuklar ilk olarak arkadaş çevresini değiştirir, yanlarına kendileri gibi madde bağımlılarını alırlar.
2- Duyguları çok çabuk değişir, aniden öfkelenir, aniden rahatsızlanır.
3- Derslerinde ani düşüler olur, okula devamsızlıkları artar
4- Evde tek başına kalır, dışarı çıktığında gideceği yeri söylemezler.
5- Ailesi ile arasına mesafe koyarlar.
6- Giyim kuşamına dikkat etmezler, gözlerinde kızarıklıklar olur.
7- Fazla para harcamaya başlarlar.
8- Sinirlilik, gerginlik, dikkatsizlik ve dalgınlıklar başlar.
9- İçine kapanırlar, uyku düzensizlikleri başlar.
10- Psikolojileri bozulur, karamsarlık, umutsuzluk ve inançsızlık yaşarlar.
PEKİ, AİLELER NE YAPMALIDIR…?
Bunun için Bursa Medicalpark Ruh Sağlığı ve hastalıkları uzmanı Ebru Öztepe Yavaşçı ailelere şu önerilerde bulunuyor;
‘’Çocukların yaptıkları davranışları çok fazla cezalandırmadan, yargılamadan, doğruları anlatarak göstermeliyiz. Okul öncesi çocuklara mutlaka zararlı maddelerin neler olduğu tanıtılmalıdır. Çocuklara ve ergenlere zararlı şeylere HAYIR..! Demeyi öğretmeliyiz. Çocuklarımızın enerjilerini atabilecekleri sportif faaliyetlerle buluşturmamız da çok önemlidir. Arkadaş çevrelerini uzaktan da olsa gözetlememiz gerekir. Çocuklarımıza bağımlılığın ne olduğunu ve nasıl korunmaları gerektiğini öğretmeliyiz.’’
PEKİ, TEDAVİ NASIL OLUR….?
Doğal tedavi, psikolojik tedavi ve ilaçla tedaviyle uyuşturucudan kurtulmak mümkündür. Fakat her tedavi de hastanın kurtulma istek ve çabası gereklidir. Bağımlıların en büyük sorunları tedaviden çekinmeleridir.
Bazı hastalar bağımlı olduğunu kabul etmez, bazıları da bunu başaramayacağını düşünerek tedaviye yanaşmaz. Tedavi de en önemli etken; hastanın tedavi de karalı olmasıdır. Bunun için ülkemiz de AMATEM’ ler kurulmuştur.
Şanlıurfa’da 2016’da yapılmasına başlanan AMATEM merkezi 1 yılda bitireceğiz denilmesine rağmen halen bitirilmemiştir.
Madde bağımlılarının en çok bulunan illerden biri olan Şanlıurfa’da hastalar civar illere götürülmektedir.
Selam ve dua ile….