Dünyada bazı kesimler yıllardır dünyayı kendileri yönettiklerini düşünüyor. Haklılarda… Yüzyıllardır Yahudilerin başını çektikleri bir grup yönetiyordu dünyayı, halende yönetiyorlar… Para, Siyasi güç, Medya yönetici kadrolara sahiptiler. İstedikleri kurumları iktidara getiriyorlar, istedikleri kişileri makam ve mevkilere getiriyorlar. İstedikleri firmaların mallarını dünya pazarında öne çıkarıyorlar ve zengin ediyorlar medya gücüyle.
Yine istemedikleri Ülkeleri, Devletleri veya kendilerine karşı gelen liderlere, Emirlerini uygulamayan kurumları, firmaları, partileri ve siyasetçileri kötüleme karalama ve iftiralarla yok ediyorlar. Basın, medya ve ekonomi güçleriyle. İstedikleri kurumları ve kişileri terör veya Terörist ilan ederek yok ediyorlar ve yine kendi kurdukları örgütleri ve teröristi dünyanın başına bela ediyorlar. İstedikleri ülkelere göndererek o ülkenin işgali için gerekli alt yapı oluştuğu zaman kurtarma bahanesiyle o ülkelere girip işgal ediyorlar. Yer altı zenginliklerini aldıktan sonra ‘’size özgürlük getirdik’’ diyerek haraba ettikleri ülkelerden ve öldürdükleri masumları geride bırakarak ayrılırlar. Tabi işleri bittiyse..!
Dünya toplumlarını istedikleri gibi ellerindeki Basın, medya ve ekonomi güçleriyle yönlendiriyorlar. Ne yazık ki tüm bu planlarını çalışmalarını Ortadoğu’da icra ediyorlar. Özellikle Müslüman coğrafyası ve Müslüman halka uyguluyorlar uygulamalara devam ediliyor. Kendi adamlarını överken istemedikleri veya devirmek istedikleri şahıslara ve kurumlara kötü benzetmeler yaparak halkın gözünde küçük düşürmek için akla gelmeyen iftiralar atarlar. O ülkedeki maşaların aracılığıyla örnek… Bizdeki maşalar malum herkesin aklına gelir o kukla kişiler onlarda kendilerini bilirler ama kendilerine vaat edilen makam mevki ve dünyalık yatırımlar için seve seve hizmet ediyorlar dış güçlere efendilerine…
Ulusal medyada bir yazardan alıntı
Ülkeleri için Türkiye ile mücadelen eden Suriye milli ordusuna Sakallı hepsi de IŞİD’cilere benziyor. Terörist gibiler. Emirlere uymuyorlar. İyi eğitim de verilmemiş zaten. Bu cümlelerin çoğuna aşinasınız.. Eski adıyla ÖSO için ‘acımasızca’ kullanılıyor..
Onlar artık Suriye Millî Ordusu. Sadece dışarıda değil içeride de düşmanları çok. Sevmeyenler, yaka silkenler, nefret edenler var. Kemal Kılıçdaroğlu mesela. CHP grup toplantılarının değişmez gündemi. Her fırsatta Suriye Millî Ordusu’nu yerden yere vuruyor. Açıktan “Bunlar terörist” diyor..
Barış Pınarı Harekâtında 144 şehit verdiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan her konuşmasında onlardan bahsediyor. Türkiye-Suriye sınırında oluşturulan yeşil kuşakta yer alacaklar. Yeşil hattın güvenlik unsurları olacaklar. Türkiye'nin dost kuvvetleri. Amerika'da da sokağa çıkın. Etrafınıza bakın. Bir sürü sakallı görürsünüz. Hiç Amerikan medyasında sakallıların DEAŞ’lılara benzediğini okudunuz mu?. ABD, Fransa ve Almanya PKK/YPG’ye toz konduruyor mu?
1,5 milyon masumu öldüren Suriye rejim ordusuna laf söyleyen var mı?
Türkiye’nin barış pınarı harekâtı için neler söylemediler ki (söyledikleri cümlelerden bazıları)
-“İnsan hakları ihlal edildi. Savaş suçu işlendi. Kimyasal silah, fosfor bombası kullanıldı. Bu manşetlere alıştık. Oyunları bozuldu. Çünkü. ABD ve Fransa'nın başı çektiği batılı ülkelerin göz bebeği PKK terör devleti yıkıldı. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtları ile yerle bir edildi. Bu üç operasyon da Batı’nın kimyasını, ezberini bozdu. Böylesi askerî operasyonları sadece ABD yapabilir’ algısı vardı..
ABD, PKK/YPG’yi vekâlet savaşçısı olarak kullanırken ‘müttefikimiz’ diyor. Hatta başındaki terörist (Ferhat Abdi Şahin) de general oluyor! Ama Türkiye ile birlikte DEAŞ ve PKK/YPG’li teröristlerle mücadele eden Suriye Millî Ordusu “savaş suçlusu” ilan ediliyor.
Bir ülkeye yerleşmek de bu kadar basit. Düşünün ki; Darbe başarılı olsaydı ABD askerlerinin büyükelçilik çalışanlarını, vatandaşlarını veya ABD şirketleri koruma” bahanesiyle Türkiye'ye gelişlerini kim engelleyebilirdi?
-Stratejik alanlara, askerî bölgelere girmelerine bir şey diyen çıkar mıydı?
RABBİM İSLAM ALEMİNE BİRLİK BERABERLİK VE KARDEŞLİK FERASETI VERSİN.