Bir Dilin ,Bir ırkın veya aynı toprak bütünlüğü üzerinde yaşayan, yaşamaya zorlanan halk kitlelerinin kendi içlerinde sorunları sıkıntıları olsa bile zaman zaman, bir arada yaşadıkları (…! ) devletin varlığı için, insan mı yaşatılmalı devletin bekası için…? yoksa Devlet mi yaşatılmalı insanların yaşayabilmeleri için…?
Padişahlık döneminde ya da namı diğer TEK ADAM, HALİFE, DİKTATÖR, ne derseniz deyin bu tür yönetimlerde veya FAŞİZM, KAPİTALZM gibi ekonominin tüm değerlerin üzerinde olduğu olmazsa olmaz kuralı ile kendi insanın dışında herkes aşağılıktır, ölümü ya da köleliği hak etmiştir mantığı ile yürütülen devlet anlayışlarındaki insan değeri ile Gerçek manada Demokratik Cumhuriyetlerin işlevselliğinin olduğu ülkelerdeki insan mı, Devlet mi ikilemini mukayese edelim.
Halifelik, Krallık Padişahlık..; Buradaki halife kavramı Manevi yetkiler ile maddi yetkilerin tek adamda toplanması manasındadır. Şimdi .; Bu zevat kendisinin kıçını kurtarmak için kendisinden başka her kesi ki bunların içinde anası, babası. kardeşleri, çocukları eşi de dahil olmak üzere hepsini tek kalemde siler mi,,,? SİLER, Çünkü.: Kendisinin varlığı ile bu Manevi ve maddi düzen ayaktadır ve kendisinin refahı huzuru, zevki ve arzuları devam ettirildiği sürece her şey süt liman her şey güzel ama çark tersine dönmeye başladı mı işte o zaman “ YA DEVLET BAŞA, YA KUZGUN LEŞE “ mantığı devreye girer ki bunda da insan değer ve kıymeti, Günah Sevap mantığı kalkar her şey Devlet içindir, Devleti yani Halifeyi, Kralı, Padişahı Diktatörü yaşatmak için insanlar ölmek zorundadır, Çünkü onlar bunun için yani Devlet için yani kendisi için ölmek için uyarlanmış kölelerdir, onların aileleri, geçimleri, yaşamlarının hiç ama hiçbir kıymeti esasıyesi yoktur olamaz.
Kapitalizm yada Faşizm gibi, ekonomik yönetimlerde de, değişen tek şey yaşamın tarım devrimi ile SANAYİ devrimine geçiş deki makineleşme ve alın teri ve emeğin makineler aracılığı ile yapılır hale gelmesi ve insanların bu makinaların tamircisi, bakımcısı kölesi olmaktan başka bir unsur teşkil etmemeleri, ekonomi kazanımlar devam ettirilmesi için Devlet kasasının ve sermaye babalarının, yada dünyayı kendilerinin yörüngesinde döndürmeye çalışanlarının çarklarına çomak sokulmaya çalışıldığında düzenlerinde yada ekonomik girdilerindeki kıskaç daraldığında kendilerinde olmayan insanlık dersini bütün dünyaya vermek için aslan kesilir ama kendileri aslanın beyni olur, kumandası olur, ayakları pençelerinde sözüm ona insanlığın insan haklarının inançların çalakalem silinip atıldığı ( aptal ülkeler ) ülkelerin hem ekonomisine, hem yönetimlerine ve hem de o ülke insanlarının hayatlarına yaşam haklarına müdahale başlar ve sözüm ona oraya Demokrasi insan hakları getirmeye çalışılır, ama asıl maksat ne o ülkelerin huzuru, ne refahı nede insan hakları yada demokrasi değildir, Kapitalist yada faşist devlet ekonomisinin yemi azalmıştır, yeni otlaklar bulmak ve o otlaklardaki hayvan sürülerine çobanlık yapmak gerektiğinde onları sığır gibi kesip kendi doymaz kapitalist yada faşist canavarına yem yapmaktır yani İNSANI DEĞİL DEVLETİ YAŞATMAKTIR.
Ama asıl olması gereken nedir, temel olan ve asli olanın insan unsuru olduğu hep göz ardı edilmiştir, bunun için din devleti ekonomik devlet, padişahlık halifelik devleti fark etmez, hepsi ama hepsi “ Ya Devlet Başa ya Kuzgun leşe “ anlayışı ile insanların bedenleri üzerine çöreklenmiş leş kargalarıdır. İnsani değerler, insanlık ya da gerçek manada insan sevgisi, Barış, Huzur birlikte yaşam yoktur, bunların tamamı safsatadan ibaret hikâyelerdir.
İnsanların birlik beraberlik ve düzen içerisinde yaşatılabilmesi için önce insan merkezli, insana önem verilen, insanların yaşatılması için devletler değil insan canının ruhunun bilgisinin daha elzem olduğunu unutmadan Demokratik hukuk Devleti ve Bunun içinde de temel mantığın, Sabah Söylediğini Öğlen, Öğlen Söylediğini Akşam inkar etmeyen, elinde Kuran-İncil Tevrat dilinde ise yalan fesat ve aklında ruhunda satılmışlık olmayan, kendilerinin söylediklerini önce kendileri ve geniş ailesi için uygulayan, yanar döner çarkıfelek olmayan karakteri oturmuş omurgalı insanların ve bu işe canla başla bağlı olup gönülden inanların içinde olacağı İnsan huzuruna çıktığında yüzü kızaracak, kendi ve uygulamalarının insanlara dolayısı ile halka ve Devlete verdiği zararları görüp, ben bu işin üstesinden gelemiyorum yüzüme gözüme bulaştırdım yapamıyorum deyip omurgalı duracak ve yaptığı tüm hatalarının yanlışlarının hem Halk Huzurunda hem de Hak huzurunda hesabını vermekten kaçınmayacak ADAM GİBİ ADAM lar gereklidir.
Bu nedenle İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN diyorum…
Tüm Dünya insanlarına, Dünya Devletlerine sesleniyorum, “ eniyorum, “ YA DEVLET BAŞA, YA KUZGUN LEŞE “ değil, “ İNSANLARI YAŞATMAK İÇİN, DEVLETE DEĞİL DEVLETLERİ BARIŞ ve HUZUR İÇİNDE YAŞATMAK İÇİN İNSANLARI YAŞATINIZ.
“ Aşk ile Dünya ve Ülkem insanları Aşk ile……